20 Nisan 2010 Salı

MIŞıl MIŞıl uykular

Ve itirafların zamanı gelmiş… İtiraf eden hiç olmamış! Bunca yıldır yapılan araştırmalar yetersiz kalmış, kimse kimsenin beynini okuyamazmış. Nedeni yokmuş bazen bir şeylerin zaten her şey bir varmış bir yokmuş… Günlerden Perşembe iken en büyük kararlar verilirmiş herkes o günü cumartesi sanarken. Belediye otobüs firmasında seyahat eden yolcular yolculukları uzunluğunda hayaller kurup evlerine döndüklerinde unuturlarmış. Unutkanlık her şeyin başı ve sonu olmuş – insanlık en çok bu yalana inanmış-. Kimse kimsenin boğazını sıkmazken herkes kendi boynuna ellerini dolamış, herkes morken kimse ölmezmiş. Beklememek için saatlerini bir saat ileri alan olmuş, kimliği belirsiz hırsızlar saatlerden o bir saati çalıp kendilerine gün kurmuş. Anlatım savaşı yapılmış alta kalanın canı çıkmış üstte kalanlar can çıkarmış. İnanmak isteyen bir kuş uçtuğuna bile inanamayıp çakılıp ölmüş, kuşlar fazla sorguladı diye açıklama yapmış. Demir çubuklar örgütlenmiş parmaklık olmuş. İnsan yanılmaz yanılsamalaştırılırmış bunu diyen bir erik ağacının altına gömülmüş. Mış’lı miş’li cümleler kurulmuş, rivayet demişler; gerçek olMUŞ!

0 yorum: