8 Kasım 2010 Pazartesi

ARKA BAHÇE


Şimdi bir şeyin arka bahçesinde gibiyim
Yaşlı ve sağır bir teyzenin evinin arka bahçesi
Aman ne benzetmeler güzel şiir desinler diye
Hangi elmayı alıp da kurdu öldürmek için kırdığım görülmüş de
Bekliyor onu öldüreyim
Hiç gördün mü elimde bir top bir tank
Ha bir dank
Evet bir kere geldi dank etti bana
Ve seni öldürdük sedefle
Sedef bu yapıyor bazen sevdiğimiz ağacı sildi geçen gün manzaramızı kapatıyor diye
İstesem şimdi bile yapar 5000 mil uzaktan sedef bu dostum hiç belli olmaz
Ha şimdi durduk yere derler bize çocukları alın arka bahçemizden gürültü yapıyorlar
Yine küfürlü konuştun diye annem kulaklarımdan asar da asar
Sıla okulu asmadım diye bana muhallebi çocuğu der
Hepsini geçip bir sana gelirim şimdi okulu asacak olsam
O bilmediğim kurtlu elmayı bile yerim
Açlığımdan sana
En çok sana açlığımdan yemekhane kuyruklarında sol eller havada
Ah bir aşk silebilirdi bir de sana duyulan acı bütün diğer yumrukları
Vazgeçiyoruz bir yaşam için tüm diğer acılarda ölme ihtimalinden
Çünkü bir seninle rasyonalite
irrasyonalite
Ve hiçbir comte bilmiyor bunun böyle olacağını
Kuğulardan bahsederken nasıl değinmesin o beyaz güzelliğe ölüm gibi bir yüzüşe
Hani demiştik ya bu parkta ben ağaç olurdum sen de o kuğu oldun benim için o gece
Bir ölüm gibi
Yaşamaktan vazgeçmek ve arkabahçede kalakalmak gibi
Bizimkisi cezalı bir mesele
Kimse eve de çağırmıyor ezan okundu baban geldi diye
Babamın sesi kulağımda
Evin anahtarı cebimde hiçbir deliğe uymayacak bir anahtar benimkisi şimdi kalk yerinden ve söyle nedir kafanın bu hali
Nasıl bu kadar istersin düşünmemek
Nasıl bu kadar kolay acıdan kaçmak
Önünde olup biteni görmemek
Bir albaya sövmemek
Bir pencereden kuş beslememek
Bir mendilin neden kanadığını hiç sormamak
Ah Ahmet abi dememek
Nasıl yiyorsun onca yemeyi bana bir söyle sonra ben de çalacağım seninle komşuların gazetelerini
Ve ben de birilerinin rızkına göz dikeceğim
Ama bir anlat be
Bir konuş be
Bir derdim var de
Ama anlatamam de
Bir isyanım ki sesim çıkmaz arka bahçelerde de
Bana kaçıp gitmekten başka herhangi bir şey söyle sırf melodik bulduğun için söylemeyi sevdiğin için ornitorenk de mesela ama bana bir ceviz kır da ver ellerin kir pas olsun ve evet canın acısın
Ve muslukların akıtsın hala de ki uğraştım da olmadı yapamadım ama bulacağım yolunu de bilmiyorum yolunu ama bulacağım de bana güç ver bir kez olsun aç şu kapıyı içeri katil girsin kıyamet girsin ve kopsun kopacaksa en büyük tehdidini savuracaksa hadi be diyelim ya da titresin korkudan dizlerimiz. Beklediğimiz umduğumuz bütün felaketler gelsin başımıza elbet tren bir yoldan gidecektir çalalım düdüğü biz de basalım frene tam gaz işte öğrenelim arabayı da hay siksinler trafik kazasını beklediğimiz ölüm olsun ki şaşırmayalım çok fazla gelecek olan gözyaşı ölümün akanı olsun kokanı olsun. Biz silelim. Biz lağımcı olalım gerekirse birlikte küfredelim ve işte o zaman başlayalım haykırmaya biz bu taşı kırmaya geldik arkadaşlar kafanızda bu öfke kusmadan temizlenmeyecek be lütfü. Seni bir psikopat olarak ortaya atanlara inat yemişim karpuzu diyelim o karpuzu kıralım birilerinin taşaklarında ve bir daha da gözünden yaş gelmesin onun. Bir siniri ondan alalım bir de eskiden çok sevdiğimiz şimdi çok özlediğimiz bir zamanlar bir sırrı paylaştığımız bir sırrı paylaşalım diye yaşamın sırrını bulduğumuzu sandığımız birinden bunca sinir patlamazsa bizi patlatır be lütfü(ç.) Verdiğimiz hediyeleri geri almanın hayatı bir inan a dönüştürmenin de anlamı yokmuş dedirtmesin kimse bu güvenden yoksun bırakmasın kimse bahar çiçeklerini koparıp götüne tüy dikmesin. Bir umut besler biri ve bu umutla hayatı bir inana çevirmek ister ya kimse kapamasın bu sayfaları artık. Ben yarın hava nasıl olacak acaba sorusunu sormak için bunca didinirken kimse bize bunu yapmasın şimdi. İki gün mühlet versin. Takımı taklavatı toplayıp gelelim hala direncimiz yoksa eğer biz silelim bu satırları tek tek ama iki gün mühlet versinler be. iki günde bir şey değişecek umuduyla değil,iki gün de değişecek umuduyla

0 yorum: